Book,  Lifestyle,  Personal Development

Küçük Prens Felsefesi


Küçük Prens kitabı nazik yürünen bir yoldur.

Tıpkı etrafla bütünleşen cennet gibi.
Küçük Prensin kırılganlığı ise, onun zayıflığı değil saflık derecesidir.
Küçük Prens felsefesi bize öğretmiştir ki;
‘Saf bir kalp, saf bir bardak gibi özen ister.’ 
🌟                  
                                                         
                                                                                                           

🌱 Küçük Prens Bir Kitaptan Daha Fazlası 🌱

Küçük Prens kitabı yüreği güzel, yaşama bakış açısı hassas insanların baş ucu kitabı olabilecek bir eserdir.
Kitap demek ile herhangi bir kalıba sığdırmak istemiyorum çünkü bir kitaptan ziyade yaşama felsefesidir, yolu aydınlatır Küçük Prens.
Neydi Küçük Prensi bu kadar değerli ve etkili kılan ?
Bir yerde okumuştum normalde de kitabın orijinal sayfası 1000 küsuratlı sayfalardan oluşmaktaydı.
Fakat Fransız yazar ve pilot olan Antoine de Saint-Exupéry ‘Çok kelimelerle herkes bir şeyler anlatabilir, önemli olan az kelimelerle çok şey anlatabilmek.’ düşüncesini savunarak kitabı 112 sayfaya indirmiştir.
Günümüzde 505’in üzerinde farklı dillere ve lehçelere çevrilmiş, dünya üzerinde İncil’den sonra en çok çevrilen ikinci eser olmasıyla birlikte, tüm zamanların en çok satılan kitaplarından biri olmuştur.
Her seferinde, farklı dönemlerde okudukça bizleri daha derin mesajlara ulaştıran ve düşündürten, farklı bir yola götüren bu kitabın altında hangi düşünceler gizliydi.
2020 yılından beri 29 Haziran günü, Uluslararası Küçük Prens Günü’dür ve kitabın yazarı Antoine de Saint-Exupéry ‘nin doğum gününü anmak için seçilmiştir
İkon haline gelen Küçük Prens her şeyde ve her yerde hala günümüzde popülerliğini sürdürmeye devam ediyor ve edecektir.
Kitap bizlere günümüz çağında ve teknolojisinde ilerledikçe, gerileyen insani değerlerimizi hatırlatır.
Daha iyi insan olma yolunda bize öğrettiği, unuttuğumuz  sevgi, sadakat, bağlılık, söz verme, sorumluluk, şefkat, saflık, masumiyet, güven, alçak gönüllülük ve hoşgörü değerleri kitabın zeminini oluşturan yapılardır.
Yazarın kitapta insani değerlere yer verip bu kadar yüreğe dokunacak şekilde içten işleyebilmesinin en büyük nedeni, yaşamı boyunca savaş yüzünden parçalanıp yok olan ”insanlığa” ve etik değerlere karşı duyduğu umutsuzluktur.

🌿 Saflık  Işığında Körleşmiş Bir Dünya Ve Küçük Prens Felsefesi 🌿

Minimalizm ve sakin hayat süren, üzerinde 3 adet yanardağ bulunan B-612 adlı bir asteroitte, tek başına yaşayan bir prenstir. Büyüdükçe gezegenini kaplamasından korktuğu Baobablar ağacını sürekli kesmek ve bir yandan da çok sevdiği ve evcilleştirmeye çalıştığı bir tanecik gülüne bakmaktadır. Boş vakitlerinde ise sık sık gün batımını seyretmektedir.
Her şeyin ve herkesin çok çabuk tüketildiği, israf edildiği, verilen sözlerin tutulmadığı ve  bir ağırlığı kalmadığı  bu çağlar da aydınlığından gözümüzü kör edecek bir ışık gibi parlar.
Gerçi yüreğimizle göremediğimiz her an kör sayılmaz mıyız ?
Öyle ya ne demişti bizim prens:
Gözler kördür. İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman gerçeği görebilir…

Benim için Küçük Prens demek;
İnsanlık, bağlılık, dürüstlük, saflık demek.
Kaç kişinin yüreğinde Küçük Prens yaşıyor hala ?
Eşyalar ve ortamlar çoğaldı, gelirler kadar giderler arttı.
Oysa bizi biz yapan fiziki görünüşümüz, takındığımız markalar mıydı ?
Hep eski dönemleri anarız…
Bir pastane köşesinde  keşküle iki kaşık batırırmış aşıklar,
Kaliteli ilişkiler, aile-dost bağları, büyüye saygı, küçüğe sevgi, her canlıya şefkat ve ilgi… 
Paylaşmak ve yardımlaşmak vardı.
Öyle ya komşu komşunun külüne muhtaçtı ?
Şimdilerle komşu komşunun açığına muhtaç kaldı.
Ev alma komşu al diyen bir toplumduk biz,
Ne ara kapımızı, paylaşmaya kapatır hale geldik.
Bizim değer verdiğimiz değerler yitip gitti…
Saf sevginin kıymeti bilinmiyor.
Öyle bir noktaya geldik ki ‘saf ve iyi niyet değerlerine günümüz şartların da hala sahip çıkıyor olmak’ çevreniz tarafından özellikle de kalbi kirli insanlar tarafından bir hata, kusurluymuşsunuz gibi etiket yemenize sebep olabiliyor.
Bir yüzüğün anlamı değerli olmamalı günümüzde, pırlantanın kaç karat olduğuyla ilgilendiğin takdirde,
Akıllı kadın mertebesine layık görülüyorsun ( s ö z d e ).
Sohbetler azaldı, ihtiyaçlar listesi arttı, küçük ve anlamlı hediyelerin değeri tozlu raflarda kaldı.
Oysa biz defter arasında çiçekler kurutan şiirler saklayan insanlardık.
Ne ara insanlığımızdan bu denli uzaklaştık.
Evet teknoloji gelişiyor, yaşadığımız çağ değişiyor.
Fakat bizi biz yapan insani değerlerimiz bu kadar değişmeli miydi ?
Öyle bir noktaya geldik ki, hayvanlar insanlardan daha insani duygular sergiliyor.
Oysa biz insanız !
Biz biriz !
Yaradanın bizlere nefesinden üflediği varlıklarız.
Üstünlük yarışında değil, uyum içinde yaşamak için buradayız.
Birlikte uyum içinde yaşayabilecek güce ve kudrete sahibiz !
Hiç birimizin birbirimizden farkı, inanın yok!
Peki bu üstünlük, ezip geçme çabası ne içindi ?
Bu sonucunda elde edilecek bir şey olmayan ego savaşları ne kazandıracaktı ?
İnsanlar kazanmaya o kadar odaklandı ki, neleri kaybettiğinin farkına varamadılar.

Ben kendimi bu dünyada hiçbir yere konumlandıramazken,
En çokta Küçük Prens felsefesine ait hissettim.
Nasıl ki göçmen kuşlar Prense yolculuğunda eşlik ettilerse,
Küçük Prenste benim kişisel menkıbe yolculuğumda bana her zaman eşlik etti.
Kendime ait bir tanecik dünyamda, değer verdiğim eşyalar ve değerlerle yaşamımı sürdürüyorum.
Gönül bağı kurduğum, benden izler taşıyan ne varsa sıkı sıkıya sarılıp değer veriyorum.
Sadece yaşadığım yerde az eşya değil, kendi çevremi bile az ama öz insanlarla oluşturdum.
Özünü kaybeden insanların, benim hayatımla arasında geçilmez bir sınır mevcuttu.
Ve en önemlisi küçük prens benim kendi özümü fark etmemi sağlayıp,
Dolduramadığım boşlukları doldurdu, prensibleri mi oluşturdu.
Küçük Prensin kocaman bir kalbi ve merhameti vardı.
Kalbinde merhamet duygusu olmayanın, canavardan bir farkı olmayacaktı.

Küçük Prens bana saflığın özel bir yol olduğunu ve herkesin bu yolu görüpte yürüyemeyeceğini öğretti.
Çünkü yol içimizdeydi.
Ve ancak hassas bir kalbe sahip olabilenler,
O yolda yürüyebilecekti.

“Eğer bu yazı senin içindeki çocuğa dokunduysa, yalnız olmadığını bil. Herkesin içinde küçük bir prens yaşar. Onu yeniden bulmak için sadece yüreğinle bakman yeterli.”


Son Söz: Kalbine Kulak Ver
Unutma:
“İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman gerçeği görebilir.” 🎁

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir