
AKAR GİDERİM KALBİMDEKİ NEHİRLE…
Yaşadığımız gezegen bile dönüş halindeyken, varlığımızla büyük,
Bedenimizle kum tanesi kadar küçücük olan bizler hayatın akışına nasıl karşı koyabiliriz ?
Bu gerçekten her şeyde mümkün olabilir mi ?
Hep diyorlar ya ‘Nasipten öte yol yok.’
Peki bu ‘nasibin kendisinin de bir yol olduğu’ anlamına gelmiyor mu ?
Yolun sonunda elde etiğimiz şey, katettiğimiz yolun yanında çokta değerli olmuyor.
İlerlediğimiz yolda, yolcu olarak çok fazla şey yaşıyor ve tecrübe ediniyoruz ki, en kıymetli şey yolun başındaki biz ile yolun sonunda ki biz arasında ki farkı oluşturabilmek.
Yaşadığım hayat boyunca geçtiğim bütün yollardan bambaşka biri haline geldim.
Yürüdüğüm yollar da her seferinde bir üst versiyonumu keşfettim, ruhum ve benliğim her yolculukta güncelleme aldı.
Sanki her yolculukta, geçtiğim her durakta eksik parçalarımı buldum.
Ve buldukça tamamlanmaya başladığımı hissettim.
Her bulduğum, çoğu zaman ise bulmak zorunda bırakıldığım parçalarım uyum içinde ulaşmadı bana.
Çok fazla canımı yaktı, hemen uyum sağlayamadı ait olduğu yere.
Ne inkar edip bırakabildim geriye, ne de hemen birleştirebildim ait olduğu yere…
İşlem görmesi gerekiyordu bana uygun hale gelmesi gerekti.
Sabırla ne kadar acı ve zor olsada işledim parçaları, sonunda ait olduğu yere, olması gereken şekilde konumlanabildi.
Bulduğum parçalarımı işlerken asla özleriyle oynamadım ne olduğunu neyi temsil ettiğini göz ardı etmedim.
Köşeleri çok sivriydi, ben hayatımda sivriliklerden hiç hoşlanmam. İster sivri insan dili olsun, ister sivri kalem ucu…
Bu yüzden sivri kenarlarını şefkatimle yumuşattım…
Hayatın bana getirdiği parçalarıma direnemezdim, ben de kabullenmeyi öğrendim.
Hayat bana ne verirse versin alabildiğimi aldım, alamadığımın benden geçip gitmesini seyrettim.
Çabalamadım, direnmedim, zorlamadım veya kaçmadım…
Akışa güvendim. Güvenmekte zorundaydım bazen durumu kabullenmekte çok fazla şey ifade eder.
Bize hep bir şeyler için çabalamayı ve koşmayı öğrettiler.
Öyle ya ‘Ekmek aslanın ağzındaydı.’
Halbuki bu cümlenin yanında ‘Ekmek aslanın ağzındaysa sende git yeşillik ye’ denilmiş olsaydı bize ikinci seçeneklerin de olabileceğini öğretmiş olsalardı, dizlerimizde bu kadar yara izi olur muydu ? Peki ya ruhumuzdaki izler ?
Oysa hayat her zaman seçimlerden ibaretti ve her zaman bir kaç seçenek vardı.
Seçenekleri fark edemiyor veya göremiyor oluşumuz bunları değiştirmiyor.
İnanın bana her zaman ikinci bir seçenek var, buna karar verecek olanlar sizlersiniz.
Küçük Prens bir tanecik gülüyle küçücük bir gezegende yaşamadı mı ? Çevresinde ne komşusu ne de gidebileceği başka bir yer vardı. Bir gün gülünün kaprisli laflarına daha fazla dayanamayan bizim prens, farklı gezegene gitmek ister.
İşte hayat böyle bir şey, ‘istedi ve hayat ona bir seçenek sunup, kırlangıç kuşlarını gönderdi’ ve prens gezegenini terk etti…
İşler bizim istediğimiz gibi sonuçlanmasa dahi inanın kalbinizdeki nehire hayatın akışına.
Çünkü akışın da size öğretmek istedikleri şeyler var.
Buna yürekten inanmıyor ve akışın beni götürmesine izin vermeseydim, şuan bu satırları yazmak benim için hala bir hayal olarak kalacaktı. 🙂
Kimin kalbi nasıl hiç ilgilenmeyin,
”İnsan kalbinin ekmeğini yermiş ve niyeti yüzüne yansırmış.”
Siz öyle bir şeffaf ve iyi niyetli olun ki, size bakanların niyeti geri kendilerine yansısın.
Sizin kalbinizin güzelliği suyunuzun berrak ve bereketli oluşundan belli olsun.
Kucaklayın kendinizi, size ait her şeyi tüm benliğinizle.
Önce kendinize, sonrasında akışa güvenin,
Akıp gidin kalbinizdeki güzel nehirle…
🌀 Blog Girişi :
Akar Giderim Kalbimdeki Nehirle…
Hayatın bizi sürüklediği yollar, bazen zorlayıcı, bazen aydınlatıcı olur. Bu yazıda; direnmeden, çabalamadan, teslimiyetle nasıl akabildiğimizi, her bir yolculukta içsel parçalarımızı nasıl bulduğumuzu, değişerek dönüşmenin zarif gücünü birlikte hissedeceğiz. Kendimizi kabullenmenin ve akışa güvenmenin gücünü hatırlamak için; gelin, kalbimizdeki nehire doğru birlikte yürüyelim…
🌊 Blog Kapanışı :
Her yolculuk bizi biraz daha kendimize yaklaştırır. Bazen canımız yanar, bazen eksik parçalar yerini bulmakta zorlanır ama her adımda tamamlanırız. Hayat bize ne getirirse getirsin; önemli olan, onunla nasıl bir bağ kurduğumuzdur.
Şimdi derin bir nefes alın…
Ve bırakın sizi siz yapan her şey, kalbinizdeki o güzel nehirle birlikte aksın…
✨ Alıntılar :
- “Her yolun sonunda ulaştığımız değil, yolculukta kim olduğumuz önemlidir.”
- “Sivri parçaları şefkatle işler, kendimize ait hale getiririz.”
- “Hayatın akışına direnmek yerine onunla dans etmeyi öğrenmeliyiz.”
- “İnsanın niyeti yüzüne, kalbi suya yansır.”
- “Bazen sadece kabul etmek, en büyük eylemdir.”
🌱 Farkındalık İçeren Sözler :
- “Kendini tamamlamak, kendini sevmekten geçer.”
- “Akışta kal. Çünkü akış da seni sen yapmak için çabalar.”
- “Her eksik, bir gün tamamlanmak üzere yoldadır.”
- “Sen değiştikçe, yol da senin için değişir.”
- “Hayat; fark edebildiğin kadar seçenek, hissedebildiğin kadar sen.”


2 Yorum
Duru
Tesadüfen denk geldiğim bir site oldu, kaleminizi ve benzetmelerinizi çok beğendim.
Umaım çok fazla insana erişim sağlarsınız şimdiden hayırlı olsun 🙂
Simge
Kalbimizdeki nehiri farkettiğimiz an, etrafının da nasıl güzelleştigine tanık olmak dileğiyle… zihnimizi aydınlattın, daha nice güzelliklere 🌸🫶