Gece Yarısı Kütüphanesi
Kitapların Dünyası,  Sanat

Gece Yarısı Kütüphanesi

 

Gece Yarısı Kütüphanesi: Bir “Acaba”nın İçinde Kaybolmak

Bazı kitaplar vardır; sadece okunmak için değil, hissedilmek, yaşanmak ve hatta iyileşmek için yazılmıştır. Matt Haig’in Gece Yarısı Kütüphanesi de tam olarak böyle bir kitap. Belki de bu yüzden üç yıl boyunca kitaplığımda sessizce bekledi. Sırasını değil, vaktini beklemiş meğer. Çünkü her şey gibi bazı kitaplar da hayatımıza tam da ihtiyaç duyduğumuz anda girer.

Kitabın başkahramanı Nora Seed’in hikayesi, karanlık bir gecede başlıyor. Yaşamak için hiçbir sebep bulamayan, geçmişin yüküyle ezilmiş bir kadının, hayatına son verme kararıyla. Sevdiği kedisinin ölümünü bile kendine yükleyecek kadar derin bir öz şefkat eksikliğiyle boğuşan Nora, aldığı ilaçlardan sonra kendini bambaşka bir yerde buluyor: bir kütüphanede.

Ama bu sıradan bir kütüphane değil. Sonsuz raflarında, Nora’nın “acaba”larla dolu hayatlarının her biri bir kitap olarak yer alıyor. Başka bir meslek seçseydi, evlenmiş olsaydı, hayır diyebilseydi, daha cesur olsaydı… Hepsi orada, seçilmeyi bekleyen olasılıklar olarak duruyor.

Bu büyülü kütüphanede Nora’ya eşlik eden kişi ise çocukluğundan tanıdığı okul kütüphanecisi Bayan Elm. Gerçek hayatta ona kendini en çok değerli hissettiren tek insan belki de. Nora için bu kütüphane, hem geçmişin gölgesi hem de geleceğin ışığı oluyor.

Kitabı okurken arka planda Maya Prest’in Yok Bana Bu Cihanda şarkısı çalıyordu zihnimde. “Bir dost, bir yer, bir ses, bir yar” diye sitem eden şarkının sözleri, Nora’nın iç sesiyle o kadar örtüştü ki… Hem kitap hem şarkı bana, zaman zaman hepimizin taşıdığı o içsel boşluğu, “hiçbir yere ait olamama” duygusunu hatırlattı.

Zihnimiz bazen ne kadar da nankör. Sahip olduklarımızı unutturur, gözümüzü olmayanlara çevirir. Sürekli bir “acaba” döngüsünde tutar bizi:
Acaba başka bir şehirde yaşasaydım?
Acaba o kişiyle birlikte olsaydım?
Acaba daha erken fark etseydim?

Ve sonra keşkeler gelir:
Keşke onu hayatıma almasaydım.
Keşke kendime daha fazla değer verseydim.
Keşke daha az iyi niyetli olsaydım.

Ama sonra Nora gibi fark ederiz ki…
Bu sorular ve pişmanlıklar geçmişin değil, bugünün yükü. Ve onları nereye koyacağımız bizim elimizde. Her “keşke” bir tercihtir, her “acaba” bir ihtimal. Nora’nın hikayesi, bir çözüm bulmak değil, kendine doğru bir yolculuğa çıkmakla ilgili. Ve bu yolculukta her birimiz bir durakta onunla karşılaşıyoruz aslında.

Bu yüzden, hayatında kaybolmuş hisseden, içindeki “acaba”ların sayısı artmış olan, umut ışığını arayan herkese bu kitabı öneriyorum. Çünkü bazen bir kitap, bir kütüphane kadar geniş bir dünyayı açabilir önüne. Ve bazen o kitap, seni hayata geri çağıran sessiz bir dost olabilir.

📚 Gece Yarısı Kütüphanesi’nden Alıntılar:

“Hayat yaşanmayı bekleyen olasılıklardan ibarettir.”
Matt Haig, 

Gece Yarısı Kütüphanesi

“Hayat, pişmanlıklardan çok olasılıklarla doludur.”Gece Yarısı Kütüphanesi

“Eğer her şeyi bilseydik, yaşamanın anlamı kalmazdı.”
Gece Yarısı Kütüphanesi

“Her kitap, başka bir yaşamın kapısını açar.”
Matt Haig

“Mükemmel bir hayat yoktur. Sadece anlam arayışında dürüst olmayı seçebiliriz.”
Gece Yarısı Kütüphanesi

Kitapla İlgili Alıntılar:

“En karanlık anlar, yeni bir ışığın doğmasına vesile olur.”
Victor Hugo

“Keşkeler geçmişin zinciridir; ama ‘neden olmasın’lar geleceğin anahtarıdır.”
Anonim

“İnsan, kendine doğru çıktığı yolculukta kayboldukça bulunur.”
Carl Jung

“Bazen bir kitap, bir insanın hayatını kurtarır.”
Anlamını bilen herkes

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir