Nature,  Personal Development,  Yaşama Dair

Doğayı Dinle


Doğayı Dinle Anlatacak Çok Şeyi Var Sana

Bazen hayat öyle bir noktaya gelir ki, ne yaparsan yap bir çıkış yolu bulamazsın.
Düşünceler ağırlaşır, kalp daralır, omuzlar çöker…
İşte böyle zamanlarda yönünü doğaya çevirmek gerekir.
Çünkü doğa, insanın en kadim dostudur. Sessiz gibi görünse de anlatacak çok şeyi vardır.
Gözlerini kapatıp kulaklarını açarsan, sana bir ömür boyu yetecek kadar öğüt fısıldar.
Gökyüzüne bak. Bulutlar kararsa da, unutma ki arkasında hâlâ bir güneş parlıyor.
Görmesen de orada olduğunu bilmek bile yetmez mi umut etmek için?
Toprak, her zaman hazır seni kucaklamaya. Negatif düşüncelerini ona ver, yükünü hafiflet.
Toprak alır onları, saklar en derinlerinde, bir gün besin olur, yeni yaşamlar filizlenir içinden.
İşte bu yüzden toprağın arındırıcı gücüne güven.
Doğayı dinlediğinde, kuşların sesini duyarsın.
Sanki senin için toplanmış, sana huzur getirmek için şarkı söylüyorlar.
Zamanı bırak akmaya… Tıpkı su gibi, o da yatağını bulur nasılsa.
Hayat da öyledir aslında; bir şekilde yolunu bulur. Bu yüzden kendini bu kadar yorma.
Biraz mola ver, çık dışarı, ağaçların arasına karış. Sessizce bir yere otur ve etrafına bak.
Doğayı gerçekten görmeye çalış. Çünkü aradığın huzur insanlarda değil, doğada saklı.
Toprak anada…
Yükünü ona bırak.
Göğe bak. Dertlerini bulutlara anlat.
Unutma, o bulutları yarıp gelen bir güneş var.
Yağmurla birlikte dökülen acılarının ardından gökkuşağı belirir.
Doğa bile her olumsuz olayın ardından bir güzellik sunar insana.
Hatta en değersiz görünen şeyler bile, zamanla yaşam kaynağına dönüşür.
Dışkı bile gübre olur, toprağa can verir, bitkiyi büyütür.
Acıların da öyle…
Gün gelir, büyüttüğün şeylerin kökünde onların olduğunu fark edersin.
“İyi ki yaşamışım,” dersin belki de.
Hayatın değişmez bir yasası vardır: olmuşla ölmüşe çare yoktur.
Tıpkı yaprağın, ağacından ayrılmak zorunda kalışı gibi.
Kimse isteyerek bırakmaz kökünü. Nefes almak nasıl bir zorunluluksa, ayrılmak da bir gün öylece gelir çatar.
Sonbaharda düşen yaprak, ilkbaharda yeniden yeşerir.
Hayat döner, yenilenir. Yoktan var olmak, doğanın en büyük mucizesidir.
Bizler de bu döngünün bir parçasıyız. Faniyiz.
Süremiz sınırlı. Ve vakti geldiğinde, her şey gibi biz de toprağa döneriz.
Ama üzülme… Çünkü tıpkı doğada olduğu gibi, senden geriye izler kalır.
Senin bıraktığın iyilikler, umutlar, sevgi… Onlar yeşermeye devam eder.
O yüzden şimdi göğe bak. İçini ısıtsın güneş. Gülümse.
İçindeki tüm olumsuzlukları bir bir bırak geride.
Henüz çok geç olmadan…
Süren dolmadan…

Bir yorum

  • R****

    Doğa bize muhtaç değil ama biz doğaya muhtacız.
    Sözünü hatırlattı bana bu yazınız.
    Konuyu çok güzel işlemişsiniz, ilham perilerin eksik olmasın Saii. (:

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir